Güncel Haberler

Euroleague: Sezon Ortası Güç Sıralaması

Turkish Airlines Euroleague‘de sezonun ilk yarısını geride bıraktık.

17 maçla beraber 2020 yılını da tamamladığımız, sezonun zorlu ikinci yarısına gireceğimiz bu günlerde ben de sizler için play-off yarışı ve takımların güç sıralaması hakkında sezon ortası analizimi hazırladım. Keyifli okumalar.

1.CSKA Moskova

Rus devi yaz döneminde uzun rotasyonuna Shengelia ve Milutinov gibi iki yıldız ismi ekleyerek çok önemli hamlelere imza atmıştı. Sezonun ilk bölümünde bu isimlerin adaptasyon ve ısınma süreleri ile tam randıman veremediklerini zaman zaman görmüştük ama James koç Itoudis ile yaşadığı anlaşmazlıktan ve bir maç resmi olmasa da kadro dışı kaldıktan sonra öyle bir döndü ki tam anlamıyla fırtına gibi esti ve o günden beride CSKA tam 12 maçtır kaybetmiyor. Önemli maçlarda Hackett, Bolomboy ve Strelnieks gibi isimlerden yararlanamamış olsalar da Hilliard bu isimlerin yokluğunda James’e, Kubanov ile Voigtmann da Shengelia-Milutinov ikilisine çok iyi destek oldu, özellikle son maçlarda Milutinov’un her iki çember altında ağırlığını net olarak hissetmeye başladık. Her ne kadar başkan Vatutin bütçeyi ciddi anlamda düşürdük dese de halen Euroleague’in en yüksek bütçeli 3 takımından biri olan CSKA, 2020-21 sezonunun en güçlü şampiyonluk adayı konumunda.

2.Real Madrid

Koç Laso yönetimindeki Real Madrid, ligin en tecrübeli ve istikrarlı kadrosuna sahip desek kesinlikle yanlış olmaz. Uzun yıllardır birlikte oynayan ve birbirini çok iyi tanıyan oyunculardan kurulu geniş kadrodan Campazzo’yu NBA’e kaptırmış olsalar da eksikliğini hissetmediler, en azından sonuçlara negatif yansımasını engellediler. Pota altında Tavaresi, guard rotasyonunda ise Llull ve Carroll gibi önemli skorerle liderliğinde her takımı yenebilecek güçteler. Ligin tempo basketbolunu yıllardır en iyi oynayan ekibi olan Real Madrid, Abalde, Garuba, Alocen gibi genç isimleri de kadroya monte etmeye başladı. Causeur’un hastalığı atlatıp iyi dönmesi, Rudy’nin de form tutması ile beraber sezonun ikinci bölümüne yine iddialı giriyorlar, Final Four’un 4 bacağından biri olacaklarına kesin gözüyle bakıyorum. Unutmadan hatırlatayım, sezonun ikinci yarısına 6 maçlık güzel bir galibiyet serisiyle girecekler.

Resim

3.FC Barcelona

Ligin en yüksek bütçeli takımlarından biri olmasına rağmen son yıllarda büyük hayal kırıklığı yaratan Barça’da bu sıkıntılı dönemlerin en büyük nedeni yanlış koç seçimleriydi. İşte bu yaz o hatayı yapmadılar ve takımı koç Saras’a emanet ettiler. Zalgiris’de yarattığı savunma odaklı kaliteli basketbol sistemini Barça’ya da taşıyan Litvanyalı koç, elindeki Mirotic, Calathes, Higgins gibi yıldızları çok verimli kullandığı gibi Kuric, Abrines, Smits, Hanga gibi rol oyuncularından da en iyi katkıyı alan Barça’nın güç sıralamasında ilk 2 sırada olamamasının tek nedeni ise Davies, Oriola, Pustovyi gibi uzunların bu seviyeler için yetersiz kalması. Eğer kaliteli bir uzunu daha rotasyona katabilirlerse onlar da Real Madrid ve CSKA ile kapışabilecek hale gelirler ama şu anki performansları ile bile Final Four’un güçlü adaylarından biri konumundalar.

Resim

4.FC Bayern Munich

Tartışmaya kapalı bir şekilde sezonun flaş takımı ünvanını en çok hakeden ekip Bayern Munich. İtalyan koç Trinchieri’yi göreve getirerek çok önemli bir hamleye imza atan Alman ekibi, mütevazi bütçesiyle bir çok takımın burun kıvırdığı, rotasyonda zor yer bulabileceğini düşündüğü isimlerden en üst düzeyde verim almayı başaran bir takım konumunda. Olympiakos’da geçirdiği başarısız çaylak sezonunun ardından burada kendisine güvenen koçu ve organizasyonu yetenekleri ile mahçup etmeyen, hatta gösterdiği performansla ligin iyi guardları arasındaki yerini alan Baldwin, daha önceki Euroleague maceraları pek başarılı olmayan ama şuanda Bayern’in pota altındaki en büyük gücü olan Reynolds ve çok yönlü artı istikrarlı performansları ile oyunun iki alanında da koçun jokerleri konumundaki forvetler Zipser ve Lucic takımın öne çıkan isimleri oldular. Dirençli, disiplinli ve oyunun iki alında da ortaya koydukları yüksek enerjili basketbolla onları Final Four’da görürsek hiç de şaşırmayacağız ki yılı da evlerindeki Barcelona galibiyetiyle kapattıklarını belirtelim.

5.Zalgiris Kaunas

Koç Saras’ı kaybetmeleri ve pandemi nedeniyle bütçede daralmaya gidilmesinin ardından en çok yara alacak takımlardan biri olması bekleniyordu. Ama koç Schiller’i göreve getiren ve Litvanyalı oyuncuların, özellikle müthiş formda olan Grigonis’in, merkezinde olduğu, Hayes ve Walkup gibi iki tecrübeli yabancının yanına Lauvergne ve Rubit gibi etkili uzunları ekledikleri çekirdek kadro ile bu sezon da çok can yakacaklarını gösterdiler. Evet belki pandemi önlemleri nedeniyle Zalgirio Arena’da o müthiş taraftarlarının kendilerine sağladığı güçten faydalanamıyorlar ama yine de sanki koç Saras halen takımın başındaymış gibi kaliteli, sistematik, disiplinli ve yüksek verimli basketbollarını sergilemeye devam ediyorlar. Hem Vasturia hem de Garino’yu kaybetmeleri ile beraber forvet rotasyonları çok zayıfladı, zaten şuan için ilk 4 yarışındaki diğer güçlü rakiplerinden geride kalmalarının temel nedenlerinden biri de bu.

Resim

6.Zenit

Rus ekibi transfer döneminin en hareketli takımlarından biriydi ve koç Pascual yönetiminde her pozisyona iddialı hamleler yaparak geniş ve kaliteli bir kadro kurdular. Sezona özel bir savunma performansı ile başladılar ancak dörtte dört yaptıktan takımda covid krizi çıktı ve uzun bir süre sahalardan uzak kalmak zorunda kaldılar. Bu zorlu dönemden sonra da aslında iyi döndüler ama son haftalarda özellikle savunma direncinde yaşadıkları düşüş yani temel plandan kopmaları onların üst üste kötü sonuçlar almalarına neden oldu. Sezonun ikinci bölümünde onları başarıya götüren faktörün savunma olduğunu tekrar hatırlayacaklarını tahmin ediyorum. Pangos, Baron, Rivers, Hollins gibi etkili kısaların yanı sıra Thomas, Ponitka, Gudaitis, Poythress gibi sert ve dirençli bir forvet-uzun rotasonuna sahipler. Play-off yarışında halen rakiplerinden bir adım önde olduklarını düşünüyorum ki 2 maçlarının eksik olmasına rağmen şimdiden play-off resmine dahil olduklarını da belirtelim.

Resim

7.Anadolu Efes

Temsilcimiz belki sıralamada henüz istediği yerde değil ama son alınan Barcelona galibiyetiyle beraber olumlu sinyaller verdiler, daha da önemli geçen sezonki kaliteli basketbolu Larkin’in kendine gelmesiyle tekrar ortaya koymaya başladılar. Simon, Micic, Larkin üçlüsü bu şekilde sağlıklı ve formda kalabilirse Anadolu Efes’in geçen sezonki ritmi sezonun ikinci kısmında yakalaması hiç sürpriz olmaz. Ama tabiki Barça galibiyetinin ardından istikrarı yakaladıklarını görmeliyiz, bir seri bulmaları gerekiyor. Ayrıca Dunston, Beaubois, Moermann da iyi durumdalar. Tek sorunları Pleiss’in sakatlığı olacak. Onun yokluğunda bu sezon henüz istenen seviyeye gelemeyen Singleton ile Sertaç’ın kıpırdanmaları, iyi katkı vermeleri gerekcek. Real Madrid’den sonra birbirini en iyi tanıyan takımı Anadolu Efes. Birlikte oynamayı çok iyi biliyorlar ve bu avantajı sezonun ikinci bölümünde Larkin liderliğinde daha iyi kullanarak yükselişe geçeceklerini tahmin ediyorum.

8.Valencia

Transfer döneminin hareketli takımlarından biri olan Valencia da koç Ponsornau yönetiminde geniş ve kaliteli bir kadro kurdu yaz döneminde. Van Rossom, San Emeterio, Labeyrie, Dubljevic, Tobey gibi tecrübeli isimlerin yanına Hermannsson, Prepelic, Kalinic, Williams gibi değerli isimleri koyarak değerli bir rotasyon oluşturdular. Ellerinde çok tecrübeli oyuncular bulunduran İspanyol ekibi sezona düşük tempoda başlamış olsa da son dönemde aldığı iyi sonuçlarla play-off yarışının güçlü adaylarından biri olacağını gösterdi. Zaman zaman savunmada problemler yaşıyor olsalar da hücumdaki verimlilik ve iç-dış dengesi onların bir çok rakibe üstünlük kurmasını sağladı. Sıralamada da gayet iyi durumdalar ancak savunmadaki bu istikrarsız ve yumuşak performansın onları sezonun ikinci yarışında kızışacak play-off yarışında daha da zorlayacağını düşünüyorum, bu nedenle de güç sıralamasında gerilere düşmüş durumdalar.

Media Day 2020-21: Valencia Basket - 2020-21 SEASON - Welcome to EUROLEAGUE  BASKETBALL

9.TD Systems Baskonia

10.Olimpia Milano

11.Maccabi Tel Aviv

12.Panathinaikos

13.Olympiakos

14.Fenerbahçe Beko

Temsilcimiz maaalesef sezonun en büyük hayal kırıklıklarından biri konumunda. Koç Kokoskov’u göreve getiren ve iki yıldızı Vesely ile De Colo’yu takımda tutup onların etrafına takviyeler yapan sarı lacivertlilerin bu planı, kurulan takım kimyası, alınan riskler karşılıksız kalmış durumda. Özellikle iki yıldız De Colo ile Vesely’nin liderlik konusunda beklentilerin çok altında kalmaları tüm planları alt üst etmiş durumda. Sakatlıkların da etkisiyle çok maç kaçıran bu ikilinin yokluğunda sorumluluk alması beklenen Brown da devreye giremeyince ciddi kötü sonuçlar alındı. Her ne kadar son maçlarda De Colo ve Vesely ikilisinin sağlıklı olarak sahaya çıkmaları ile kıpırdanmalar ve olumlu sinyaller geliyor olsa da bu sezon artık sarı lacivertliler için play-off hedefi pek de gerçekçi durmuyor. Önlerinde olan takımların hepsi onlara göre çok daha hazır, ne oynadığını bilen ve kaliteli oyunculara sahipler. Maccabi, Baskonia, Anadolu Efes’i geçmeleri sonrasında hali hazırda ilk sekizde yer alan Milano, Valencia, Zalgiris üçlüsünden birini de aşağı çekmeleri gerekiyor, yani pek olası bir senaryo değil…

15.Alba Berlin

16.Asvel Villeurbanne

17.Kızıl Yıldız

18.Khimki

Paylaşmak heyecan verir;

Yakında yorum bölümümüz aktif olacaktır.

Hakkında Fersu Yahyabeyoğlu

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuyum. 7 yaşında Çukurova alt yapısında tanıştığım basketbol, ilerleyen yaşlarda bende bir tutku haline geldi. Yerel liglerde 11 yıl boyunca lisanslı basketbol oynadıktan sonra üniversite yıllarımda da amatör olarak oyuncu gözlemciliği yapmaya başladım. Sonrasında Türkiye'nin önde gelen basketbol portallarında köşe yazarlığı yaparak yola devam ettim ve çeşitli yerli artı ulusal tv/radyo kanallarında yorumculuk yapmaya devam ediyorum.

Mutlaka bakın

Real, Kaunas Deplasmanından Deck’in Son Saniye Basketiyle Galibiyet Çıkardı

Turkish Airlines Euroleague 34. ve son hafta mücadelesinde Real Madrid, konuk olduğu Zalgiris Kaunas‘ı Deck’in …