Güncel Haberler

TBF Başkan Adayı Kunter, Oyunu Değiştir Sloganı ile Basın Toplantısı Düzenledi

Erman Kunter düzenlediği basın toplantısıyla resmi olarak Türkiye Basketbol Federasyonu başkanlığına adaylığını açıkladı.

Değişim için yola çıktıklarını belirken Kuunter altyapı hamlesi ile oyuncu havuzunu genişleteceklerini, basketbol lisesinin kurulacağını ve hedeflerinin 2024 Paris Olimpiyatları’na hem erkeklerde, hem kadınlarda katılmak olduğunu söyledi. Kunter ekibi “Oyunu değiştir” sloganıyla yola çıktı.

Kunter’in konuşması şöyleydi:

“Her şeyden önce, bu önemli yarışta yer alan adayların tamamının basketbolun içinden gelen, yalnızca sizlerin değil, dünyada spora ilgi duyan herkesin iyi tanıdığı isimler olmasından büyük mutluluk duyduğumu ifade etmeliyim. Halihazırda federasyon başkanlığını sürdüren Hidayet Türkoğlu’na 1997 yılında A milli takımda ilk şansı veren koç bendim. 1999 Avrupa Şampiyonasında herkesin adını ilk kez duyduğu genç bir yetenekti. O takımda parladı ve sonrasını hepiniz biliyorsunuz, bir dünya yıldızı oldu…

Benim basketbola yeni başladığım dönemde, Kemal Erdenay’ın üzerimde emekleri çoktu. Onunla birlikte antrenman yaparken, sahanın kenarında küçük bir çocuğun toplarla oynamaya çalıştığı, dün gibi gözlerimin önünde. O çocuk büyüdü ve Türk basketbolunun yetiştirdiği yıldızlardan Harun Erdenay oldu.

Uzun yıllardır tanıdığım iki değerli sporcuyla, şimdi başkanlık mücadelesinde yarışmak benim için büyük onur. Aynı zamanda bunun basketbola sahip çıkmak adına da gözden kaçırılmaması gereken bir değer olduğuna inanıyorum. Her iki adaya da başarılar dilerim.

Basketbol bir takım oyunu… Yönetmek de öyle… Dolayısıyla iyi takım kurmak önemli. Şimdi size yol arkadaşlarımı tanıtayım… Burada sahnede gördükleriniz;

Efe Aydan… Sanırım onu tanımlamak için bir cümle kurmak gereksiz olacak. Bu ülkede basketbol topuna dokunup, maç seyredip onun adını duymayan, bilmeyen var mıdır?

Canan Erdoğan… Kadın milli takımımızın madalya ile döndüğü iki Avrupa Şampiyonasında ve ilk kez katılma başarısını yakaladığı olimpiyatlarda takımın başındaki menajer olarak tanıyorsunuz onu…

Prof. Dr. Füsun Güler Uysal… Basketbol hayatıyla akademik kariyeri birleştirebilmiş örnek isimlerden… Fizik tedavi alanında profesör unvanı alırken, çok sevdiği bu oyundan kopmayan ve sporcu sağlığı alanında ufkumuzu açacak bir bilim insanı…

Ömer Araz… Başarılı iş yaşamının yanı sıra yıllarca sizlerle aynı tribünlerde maçları takip etmiş, çeşitli gazete ve dergilerde yorumlar yazmış, dünyanın her köşesinde turnuvalar izlemiş bir basketbol aşığı…

Ekibimizde başka arkadaşlarımız da var elbette… Hepimiz yıllarını basketbola vermiş insanlarız. Bu güzel oyun bizlere ismimizi, toplumdaki yerimizi ve kimliğimizi kazandırdı. Basketbola borçlu olduğumuzu hissediyoruz ve şimdi o borcu ödemek için sizlerin huzurundayız. Çok iyi biliyoruz ki, biz kazanınca basketbol kazanacak. İyi yönetilirse basketbol, yüzbinlerce çocuğumuzun geleceğini değiştirecek. Tıpkı bize yaptığı gibi.

Değişim diyerek yola çıktık… Neden değişim?

Çünkü son dönemde kimle konuştuysak, bize sorunların günden güne büyüdüğünü, sıkıntılarını anlatacak muhatap bulmakta güçlük çektiklerini söyledi. Kapanan kulüplerden söz ettiler. Kapanmak üzere olanların da yolda olduğunu anlattılar.

Burada size tablolar, grafikler göstermeyeceğim. Avrupa klasmanında gerileyen takımlarımızın derecelerini sıralayıp içinizi karartmayacağım. Gayet iyi biliyoruz ki, onların tamamı sonuç. O sonuçlara nasıl geldik peki? Sebepler nelerdi? Basketbolumuzun iyi yönetilmediğini düşünüyoruz. Kaynaklar kötü kullanılıyor, havaya savrulan paralar yüzünden ülkemizin en büyük zenginliği olan insan sermayesi harcanıp gidiyor.

Basketbola emek veren, özellikle Anadolu’da altyapıdan başlayarak kadın-erkek her kademede çalışan insanlara kulak verdiğimizde, değişim talebinin ne kadar güçlü olduğunu hissettik.

Değişimi gerçekleştirmek için belirlediğimiz ilkeler şeffaflık, liyakat, verimlilik, katılıncılık.

Şeffaflık:
Başta kulüpler olmak üzere, basketbol ailesindeki paydaşlar, federasyon bütçesinin nasıl kullanıldığını, nereye ne harcandığını öğrenmekte sorun yaşıyorlar. Oysa ödedikleri paranın nereye gittiğini bilmek en doğal hakları… Denetleme Kurulumuzun önerileri ve rehberliği doğrultusunda, tüm harcamaların şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmasını sağlayacağız.

Liyakat:
Ne yazık ki, basketbol ailemiz son dönemlerde şahsi husumetlerin ve kutuplaşma hastalığının kurbanı olmuş durumda. Liyakat ilkesinin bir kenara atılması, doğru takımı kurma şansını ortadan kaldırıyor. Yönetim anlayışımızın öncelikle herkese hak ettiği değeri vermekten geçeceğini burada özellikle vurgulamak isterim. Basketbolumuzu parlak bir geleceğe taşıyacak, çocuklarımızı yarınlara hazırlayacak en doğru kadroları oluşturacağız.

Verimlilik:
İşin aslına bakılırsa, Türkiye’de basketbola ayrılan kaynaklar pek çok Avrupa ülkesinden fazla. Ama az önce altını çizdiğim iki ilke; şeffaflık ve liyakat uygulanamadığı için verimlilik de düşük kalıyor. Çok para harcıyoruz, karşılığında istediklerimizi alamıyoruz. Bizden daha mütevazı olanaklara sahip ülkelerin, daha iyi oyuncular, antrenörler, hakemler yetiştirdiğini, daha iyi takımlar kurup önümüze geçtiğini görüyor, üzülüyoruz. Savurganlıktan kaçınır, kaynakları doğru kullanırsak mutlaka daha iyi sonuçlar alacağız.

Katılımcılık:
Basketbolu iyi yönetmek için oyunun tüm paydaşlarına kulak vermek gerektiğine kalpten inanıyoruz. Önerilere, yeni fikirlere her zaman açık olacağız. Kulüplerin katkısı olmadan ligleri, emekçilerin üretimi olmadan bu sporu yönetemeyeceğimizin farkındayız. Tepeden inmeci değil, tabandan katılımı destekleyen bir vizyonun sözünü veriyoruz.

Şimdi projelerimize geçebiliriz…

  • En çok dile getirilen taleplerden biri, kulüp gelirlerinin arttırılması yönünde. Doğaldır ki, kadın basketbol liglerinde ve alt liglerdeki takımlarımızın sıkıntıları daha büyük. Kulüplerimize verebileceğimiz ilk söz, onların gider kalemlerinde hatırı sayılır bir yer tutan liglere katılım bedellerinin kaldırılması olacak. Evet, katılım bedellerini kaldıracağız! Kaynak yaratmakta sıkıntı yaşayan kulüplerimizin omzundan bu yükü alacağız. Bize, “Böyle bir gelirden mahrum kalınca federasyon ne yapacak? Bütçedeki açığı nasıl kapatacaksınız?” diye soruyorlar. Az önce söyledim, şeffaflık, liyakat ve verimlilik bu konuda en büyük güvencemiz olacak. Paramızı daha dikkatli harcayacak, savurganlıktan kaçınarak, kaynakları doğru kullanacağız. Bunun yanı sıra her lige sponsor bulmak öncelikli hedefimiz. Görüştüğümüz ve anlaştığımız bazı firmalar var.
  • Ligleri, kulüplerle birlikte yöneteceğiz. Her lig için kulüp temsilcilerinden oluşan kurullar seçilecek ve icraati, lig koordinatörüyle birlikte bu kurullar götürecek. Lig koordinatörünü de yine bizim önereceğimiz adaylar arasından kulüpler seçecek. Keyfi atama ile değil, kulüplerin güvenoyunu alarak gelen bir koordinatörün yönetimi, şüphesiz daha adil olacak.
  • Altyapıların geliştirilmesi, lisanslı sporcu sayısını ve yetiştirici kulüp sayısının artması en önemli hedeflerimizden biri. Yaratacağımız kaynakları öncelikle bu alanda kullanacak, özellikle küçük şehirlerde kısıtlı olanaklarla oyuncu yetiştirmeye çalışan takımlara teşvik sağlayacağız. Bu konuda Avrupa’nın en iyisi olan Fransa’da uzun yıllar yaşamış olmam, bana oradan edindiğim deneyimleri buraya aktarabilmek gibi bir avantaj getiriyor. Özellikle yerel yönetimlerle yoğun iletişim kurarak, onların bölgelerindeki yetiştirici kulüplere destek vermesini sağlayacağız.
  • Eğitim ile spor arasındaki makasın her geçen gün biraz daha açıldığını üzülerek gözlemliyoruz. Ne yazık ki, Türkiye koşullarında elit sporcu olmayı hedefleyen bir gencin, aynı anda iyi eğitim alabilmesi imkansız hale geldi. Bu makasın kapanabilmesi için ivedilikle hareket etmemiz lazım. Şimdiden bazı eğitim kurumlarıyla temasa geçtik. Onların aracılığı ve yardımlarıyla, okul sporlarını ayağa kaldırmak, okullarda başarılı sporculara burs verilmesi için olanakları arttırmak istiyoruz.
  • Bir de basketbol lisesi projemiz var. Altyapı milli takımlarında yer alan kız-erkek sporcularımızın ve yine onlarla beraber lisanslı sporcu olan basketbolcu gençlerimizin okuyacağı bir basketbol lisesini hayata geçirerek, Türk sporunda örnek olmak amacındayız. Böyle bir lise yalnızca elit sporcu yetiştirmekle kalmayacak, antrenör, hakem ve profesyonel yönetici eğitimi adına da basketbolda inanılmaz bir insan kaynağı yaratacak.
  • Eğitimin bir diğer ayağı da üniversiteler elbette. Başta Beden Eğitimi Yüksek Okulları olmak üzere, her okulda spora ilgi duyan gençlerimizin eğitimle sportif aktiviteyi bir arada sürdürebilmesi için en uygun koşulları yaratabilmemiz şart. Bunun için de üniversitelerimizden güç alarak YÖK ile koordineli çalışacağız. Şu anda iki üniversite ile temas halindeyiz.
  • Kadınlarımızın yönetime talip olması lazım. Biz basketbolu, bir bütün olarak görüyoruz. Burada gayet açık gördüğünüz gibi, eşitlik ilkesinden hareketle basketbolunu kadın-erkek ayrımı yapmadan, bir bütün olarak hak ettiği yere taşıyacağız. Türkiye’de her çocuğun eline basketbol topu değmesi için, onlara bu güzel oyunu sevdirmek için çalışacağız. Biz oyunu değiştirirken, basketbol oyunu da çocuklarımızın hayatını değiştirecek.
  • Bu amaçla; ülkenin her köşesinde basketbola başlayan kızlarımız, belirlenen kriterlere göre seçilecek ve kurulan geniş antrenör ağıyla izlenecek. Federasyonun belirlediği antrenman programlarıyla yetiştirilecek. Özellikle pandemi döneminde durma noktasına gelen altyapı faaliyetleri hızlandırılacak. Altyapı milli takım kampları yoğunlaştırılacak.
  • Türkiye’yi bölgelere ayırarak, her bölgede oluşturacağımız üçer kişilik komitelerle çocuklarımızın ön taramasını gerçekleştireceğiz. Burada bilimin ışığında adımlar atabilmek için üniversitelerle iş birliği içinde olacağız.
  • Hakem yetiştirme kriterleri neredeyse 40 yıldır hiç değişmeden sürdürülüyor. Aynı şeyi yaparak farklı sonuç alabilmek mümkün olmadığına göre, gelişim için, değişime ihtiyaç var. Değişim içinse çok sayıda hakem eğitmenine ihtiyaç duyacağız. Ancak konunun uzmanları, eldeki eğitmenlerin yeterli olmadığını söylüyor. Önceliğimiz hakem eğitmeni yetiştirmek olacak. Öte yandan, ülke genelinde aynı sporcularda olduğu gibi geniş bir tarama yaparak, üst düzey hakem yetiştirmek üzere aday havuzunu genişleteceğiz.
  • Kısa vadede, bütün hakemlik sorunlarını bir anda çözüvereceğini söylemek gerçekçi olmaz. Ancak MHK’nın daha iyi işler hale gelmesi ve daha adil olması şart. Öncelikle camia ile hakemlik kurumu arasında zayıflamış olan güveni yeniden tesis etmek gerekiyor. Bunun için hakemlik ölçme-değerlendirme kriterlerinin başına mesleki etik değerlerini koymak gerekiyor. Örneğin, klasman hakemlerinin düzenli olarak her yıl mal beyanı vermesi, yönetmeliklerle kural haline getirilecek.
  • Basketbol haritasına baktığımızda, deplasmanlı liglerimize Ankara’nın doğusundan katılan pek az takım olduğunu görüyoruz. Bölgesel lig faaliyetlerinin durdurulmuş olması, bunun üzerine bir de yaşadığımız pandemi süreciyle sporun ciddi darbe alması, pek çok ilimizde basketbola gönül vermiş gençleri spor olanağından yoksun bıraktı. Bölgesel ligleri yeniden aktive edeceğiz.
  • Milli Eğitim Bakanlığı ile Spor Bakanlığı arasında geçmişte yaşanan iletişim kopukluğu yüzünden, basketbol okullarının ve altyapı kulüplerinin okullara ait tesisleri kullanması yasaklandı. Altyapıda karınca misali çalışan isimsiz kahramanların ne kadar büyük sıkıntılar çektiğini biliyoruz. Bu sorunu en yakın zamanda çözüme kavuşturmak için gereken adımları atacağız. Her iki bakanlığın yetkilileri ve yerel yönetimlerle görüşeceğiz.
  • Basketbol ailemizin bütün paydaşlarını yurdun her köşesinde buluşturacak sosyal sorumluluk projelerimiz olacak. Sponsorların desteğiyle yollara düşecek, Türkiye’nin dört bir yanında oyunun yıldızlarını çocuklarımızla bir araya getireceğiz.
  • Disiplin Kurulumuz adil olacak. Kişiye veya kulübe özel kararlarla, abartılı cezalarla son dönemlerde yara almış adalet duygusunu en kısa sürede tamir edeceğiz.
  • Hedefimiz 2024 Paris Olimpiyatları’na iki takımla katılmak.
  • Medya olmadan basketbolu büyütemeyiz ve bilgi akışını sağlamamız gerekir.
  • Bütün eleştirilere açığız. Eleştiriler bize yön verir. Medyanın bütün eleştirilerine de açığız.

Kunter’in sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

  • Nando De Colo ve Rodrigue Beaubois’i ben yetiştirdim. 6 yabancılı sistemden çıktılar. Ligdeki yabancı sayısını tartışmamak için kendi oyuncularımızı yetiştirmeliyiz.
  • Efe Aydan’ın bir portala verdiği röportaj bana ışık tuttu ve başkanlığa adaylığımı koydum.
  • MHK ciddi şekilde elden geçecek. Bu kesin. Camia ile hakemler arasında kopukluk var. Kanayan bir yara… Hakem eğitimi eskimiş bir sistemle yürütülüyor. Hepinizin çok yakından tanıdığı dürüstlük abidesi olarak tanınan abiler var. Onlardan yararlanacağız.
  • (Efe Aydan’ın yanıtı) Laf olsun diye yapılan Lİseler şampiyonasını sponsor kanalı ile daha düzeyli hale getireceğiz. Kafası çalışan çocuk basketbolu da daha iyi oynar. Bu amaçla basketbolculara üniversitelerden kontenjan ayrılıp burs verilmesini sağlayacağız. Ayrıca hakem eğitiminin de bazı üniversitelerde ders olarak konmasına çalışacağız. Böylece 3-5 günlük kursla değil, daha donanımla gelecek hakemler yetiştireceğiz.

Paylaşmak heyecan verir;

Yakında yorum bölümümüz aktif olacaktır.

Hakkında Fersu Yahyabeyoğlu

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuyum. 7 yaşında Çukurova alt yapısında tanıştığım basketbol, ilerleyen yaşlarda bende bir tutku haline geldi. Yerel liglerde 11 yıl boyunca lisanslı basketbol oynadıktan sonra üniversite yıllarımda da amatör olarak oyuncu gözlemciliği yapmaya başladım. Sonrasında Türkiye'nin önde gelen basketbol portallarında köşe yazarlığı yaparak yola devam ettim ve çeşitli yerli artı ulusal tv/radyo kanallarında yorumculuk yapmaya devam ediyorum.

Mutlaka bakın

Koç Jasikevicius ve Sertaç, Manisa Galibiyetini Değerlendirdi

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi 23. hafta mücadelesinde Fenerbahçe Beko konuk ettiği Manisa BBSK‘yı 98-82’lik skorla güle oynaya geçti. …