Neredeyse 15 yaşından beri Türk basketbolu, Tolga Geçim’i konuşuyor.
Bu da çok normal, forvetten oyunu yönetebilen, zeki, pasör yetenekleri gelişmiş ve lider bir oyuncu her zaman karşımıza çıkmıyor.
Türk basketbolunun altın jenerasyonun önemli bir parçası olan Tolga, milli yaş gruplarında birçok başarı yaşadı. Üstelik bunları yaşarken yetenekleri ortaya hep koydu ve birçoklarına göre kendi jenerasyonun sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da en iyi oyuncularından biriydi.
Üstelik Tolga, Banvit gibi bir organizasyonun altyapısından çıkmanın şansını da çok iyi kullandı ve 18 yaşındayken rotasyonda yer almaya başladı ve henüz ilk yılında Fenerbahçe deplasmanında unutulmaz bir performans sergiledi.
Hikayenin sonrası ise bu kadar güzel gelişmedi. Belindeki sakatlık, şut problemi ve rotasyonda rolünün belli olmaması yüzünden beklenen seviyeye henüz çıkamadı. – kendisi de kabul ediyor –
Fakat bu sezon onun için dönüm noktası olabilir. 22 yaşında takımın kaptanı oldu ve artık üzerinde sorumluluk çok daha fazla ve bazen sorumluluk oyuncuları kendine getirir. Tolga, daha önce iyi bir lider olduğunu altyaş gruplarında gösterdi. Şimdi ise sıra en üst seviyede kendini kanıtlamada…
Henüz 22 yaşındasın ama takımın kaptanı oldun. Yerli rotasyonunda takımın en tecrübeli oyuncusu sensin ve gençlere ağabeylik yapacaksın. Garip bir duygu olmalı?
Öncelikle bu benim için gerçekten onur verici. 10 yıldır Banvit ailesinin içerisindeyim ve burada çok iyi bir altyapı eğitimi geçirdikten sonra A takıma yükseldim. Baktığınız zaman birçok önemli oyuncuyla oynadım ama bu sene takımın en büyüyü benim. Onlara elimden geldiğimce yardımcı olmaya çalışacağım. Sonuçta 4 yıldır A takımda oynuyorum ve abilerimden öğrendiklerimi onlara yansıtmaya çalışacağım. İnşallah güzel bir sezon bizi bekliyor.
Banvit, Türk basketbolunda altyapı denilince ilk akla gelen kulüp. Üstelik ligde ve Avrupa’da belirli hedefleri olarak bunu yapıyorlar. Gelecek sezon sadece bu kulübün altyapısından yetişmiş oyuncularla mücadele edeceksiniz. Keza koçta gençlere 100 dakika süre vermeyi düşündüğünü söyledi. Bu üstünüzde bir sorumluluk yaratıyor mu?
Ben sorumluluk almayı seven bir oyuncuyum. Sahada olduğum anlarda en iyisini yapmaya çalışıyorum. Kendi pozisyonuma baktığım zaman 3 numarada skorerden çok, oyun kurucu gibi oynayıp takımı yöneten özelliklere sahibim. Artık 22 yaşıma geldim. Dediğiniz gibi yaşım hala genç ama artık bazı şeyleri sahada göstermem gerekiyor. Takım kaptanı olarak bu sezon sahaya çıkarken takımım için bütün yeteneklerimi sergilemek istiyorum.
96 jenerasyonunun geleceği en parlak oyuncularından biriydin. Şu ana kadar istediğin seviyeye geldin mi? Gelmediysen nedenleri neler?
Öncelikle gelemediğimi düşünüyorum. Belimden geçirdiğim bir sakatlık var ve bu beni etkiledi. Bu yüzden de olmam gereken yerde olmadığımı düşünüyorum. Fakat yaşım hala genç ve kendimi üst seviyelerde hayal edebiliyorum. Bu sezon göstereceğim performansla oralara gideceğimi düşünüyorum.
Sakatlığın yüzünden milli takım kadrosunda olamadın. Yazın fazlasıyla boş vaktin oldu. Ekstra çalışma olarak neler yaptın?
Bu yaz çok dinlenme şansım olmadı. Geçen sezon sonunda geçirdiğim sakatlığı atlatabilmek için bütün yaz çalıştım. A Milli Takım kampına da dahil olamadım. Şu anda herhangi bir sıkıntım kalmadı. Çalışmalarımı sürdürüyorum ve gayet iyi hissediyorum kendimi.
Yıllarca altyapı milli takımlarda oynadın. Sence, Banvit altyapısı ve diğer altyapılar arasındaki fark ne?
Buradaki arkadaşlık diğer takımlara göre çok daha iyi. Gerçekten burada çok büyük bir aile ortamı var. Burada altyapı hocalarımız bize abilik, babalık yapıyor. Buraya 12 yaşımda geldim. Lojmanda kalıyordum ve her zaman ilgi çok büyük oldu. Basketbol sahasında ya da dışarıda herkes birbirine yardımcı olmaya çalışıyor.
Banvit’in altyapıdan çıkardığı oyuncuların ilginç bir özelliği var. Genç yaşınıza rağmen diğer oyunculara özgüvenlisiniz. Sorumluluk almaktan çekinmiyorsunuz. Sen mesela ligdeki daha 9. maçında Fenerbahçe deplasmanında 10 sayı, 9 asist yapmıştın. Bunun sebebi ne sence?
Altyapı’da belki 12 tane oyuncu oluyor ama bize o yaşta liderliği ve sorumluluk almayı öğretiyorlar. Altyapıda bunun üstüne koya koya ilerliyoruz. A takıma yükseldiğimiz zaman ise koçlarımız bize güveniyor ve oynatıyor. Tabii oyuncu oynayarak bir yerlere gelebiliyor. Sadece antrenmanla olmuyor, oynaması gerekiyor. Sahada kaldıkça da kendinize daha fazla güveniyorsunuz ve takımın bir parçası olarak görüyoruz kendimizi.
Daha önce bir röportajında NBA’den daha çok EuroLeague’de oynamak istediğini söylemiştin. Hala aynı şekilde mi düşünüyorsun? Öyleyse ileride oynamak istediğin favori bir takımın var mı?
Oyun tarzımı daha çok EuroLeague basketboluna göre görüyorum. Küçükken hep Diamantidis’i izlerdim ve onu örnek alırdım. Panathinaikos ya da Real Madrid’de oynamak çok isterim.
Bu yaz milli takımda yoktun ama sen, o havuzun önemli bir parçasısın. Milli takımda ileri ki hedefleriniz neler?
Altın jenerasyonun her zaman hedefi, milli takıma çıkıp oralarda madalya kazanmaktı. Koçumuz da Ömer Uğurata’ydı ve biz her zaman hedefi bu yöne koyduk. Kendimize 2020 Olimpiyatlarına hedef koymuştuk ve umarım bunu başarırız.
Kaynak: Eurohoops