Basket Servisi Türkiye'nin en güçlü Basketbol Haber Sitesi
2020 Tokyo Olimpiyatları yarı final mücadelesinde ABD‘nin rakibi Avustralya olacak.
Gelin birlikte bu nefis kapışmayı mercek altına alalım ve maçın fragmanını izlemeye çalışalım birlikte. Keyifli okumalar.
ABD, turnuvanın daha ilk maçında Fransa karşısında yenilerek soğuk bir duş almıştı ve koç Popovich’in de maçtan sonra söylediği gibi burada yenilmeler, telafisi olan bir maçta tokat yemeleri çok daha iyi olmuştu. Sonrasında grupta Çekya ve İran karşısında farklı skorlarlal rahat kazandılar. Çeyrek finalde ise daha fazla zorlanmaları beklenen maçta Kevin Durant’in sazı eline alıp tam 29 sayı üretmesiyle Ruibo’nun 38 sayısına rağmen 81-95 gibi net bir skorla kazanmayı bildiler. İşlerin artık ciddiye binmesiyle Durant tecrübesini ve kalitesini konuşturmaya başladı. Açıkçası onu birebirde bırakın durdurmayı yavaşlatacak bir isim yok turnuvadaki tüm takımlarda. Tepeden Adebayo ile oynadıkları ikili oyunlara çözüm bulabilen bir koç ya da takım çıkmadı şuana kadar! Diğer taraftan Tatum, Lillard, Booker gibi silahlar da ritm bulmuş durumda. Hatta LaVine ile Holiday de adaptasyon sürecini hızlı tamamladılar. Özetle ABD’nin elinde nefis bir guard-kanat rotasyonu var ve çoğu maçta 4 ya da 5 numaralardan hiç katkı almadan farklı sonuçlara gittiler. Zaten açık alanda koşmalarını engelleyemeyeceğiniz sürede onları yavaşlatmanız pek mümkün değil.
Avustralya kuşkusuz turnuvanın en güçlü takımlarından biri. Zaten hazırlık maçlarında da ABD dahil Nijerya ve Arjantin gibi rakipleri farklı geçerek ne kadar formda olduklarını gösterdiler. Zorlu B grubunda da Almanya, İtalya, Nijerya gibi rakipler karşısında hata yapmadılar. Her ne kadar Baynes gibi önemli ve tecrübeli bir uzunu turnuvanın 2. maçında kaybetmiş olsalar da Landale ve Kay gibi isimler onun yerine de oynayarak ribaundlar ve boyalı alan etkinliği konusunda onun eksikliğini hissettirmediler. Dellavedova, Thybulle , Exum üçlüsünün savunmadaki agresif ve sert oyunları, kaptan Mills’in çoğu maçta skor yükünü neredeyse tek başına taşımasıyla onlar da farklı bir boyutta olduklarını, madalya konusunda öne çıkan ülkelerden biri olduklarını net olarak gösterdiler ki çeyrek finalde de Arjantin gibi tecrübeli bir takımı 97-59 gibi müthiş bir skorla ezip geçmişlerdi adeta. Yarı finalde gelebilecek en zor rakip geldi karşılarına ama artık final ve şampiyonluk istiyorlarsa zaten bir yerde ABD ile karşılaşacaklardır mecbur. Daha önce hazırlık maçında 83-91’lük skorla kazanmış olmanın moral motivasyonuna sahip olduklarını da belirtelim.
Öncelikle iki takım da buraya gelmeyi sonuna kadar hakettiler. Hatta erken final de diyebiliriz bu maç için. Avustralya bu turnuvada ABD’ye kafa tutabilecek hatta yenebilecek ilk sıraya yazacağım takımdı açıkçası. Elbette Baynes’i kaybetmeleri büyük dezavantaj, özellikle bu maçta onun boyalı alandaki etkinliğine ve tecrübesine çok ihtiyaçları olacak. Diğer taraftan hazırlık maçında yendikleri ABD’de Booker ve Holiday gibi iki önemli ismin olmadığını, özellikle takıma yeni gelen Lillard ve Tatum gibi isimlerin ısınma, adaptasyon aşamasında oldukları bir dönem olduğunu belirtelim. Şimdi karşılarında Durant liderliğinde tam güçte, formda ve moralli bir ABD olacak. Bu nedenle zaman zaman zorlayabileceklerini düşünsem de kazanmalarını beklemiyorum. İspanya maçında olduğu gibi bu kez de Rubio yerine Mills belki ABD’yi zorlayabilir ama kalan isimlerin skor potansiyellerini aşağı çekmesini beklediğim koç Popovich’in öğrencilerinin Avustralya gibi tempoyu seven bir takım karşısında üretimde hiç zorlanmayacaklarını, kazanarak adlarını finale yazdıracaklarını düşünüyorum.
