Güncel Haberler

ANALİZ: Fransa – İtalya

2022 FIBA EuroBasket‘de Berlin’in ev sahipliğinde çeyrek final kapışmaları devam ediyor.

İkinci günün ilk maçında milli takımımızı uzatma sonunda şansının da yardımıyla son nefeste eleyen Fransa ile Jokic ve Sırbistan’ı müthiş bir mücadele sonunda turnuva dışına itmeyi başaran İtalya karşı karşıya gelecek.

Koç Collet yönetimindeki Fransa klasik deyimle tam anlamıyla bir turnuva takımı. Bu tarz üst düzey turnuvalarda maç ve maç kendilerini buluyorlar, winner bir takım konumundalar. Ancak bu sefer şanslarının da ciddi anlamda yardımcı olduğunu belirtelim. Milli takımımız karşısında tamamen bizim hatalarımız sayesinde çeyrek final biletini kapabildiler. Turnuva boyunca karakteristik olarak çok iyi yaptıkları bir faktör göremedik. Takımın topa yön veren isimleri Heurtel ile Fournier olunca zaten düzen içerisinde kalmaları kolay olmuyor ki bu iki ismin de yumuşak kalması kısalar üstündeki baskının yok olması anlamına geliyor. Diğer taraftan koç Collet bu yumuşaklığı giderebilmek için turnuva içerisinde şapkadan tavşan çıkararak Tarpey kartını oynadı. Onun kanat savunmasına getirdiği sertlik artı Luwawu-Cabarrott’un katkısı ile kısa savunması maç içerisinde dönem dönem de olsalar toparlamayı bildiler. Hücum tarafında Fournier ile Heurtel’in patlamaları sayesinde birebirlerden buldukları sayılar, Yabusele’nin aynı şekilde kendi çabası ile yaptığı üretim ve Gobert’in potaya yakın aldığı topları bitirmesi en önemli silahları. Benchteh yeteri kadar skor katkısı alamamaları, Gobert, Fall, Poirier gibi etkileyici bir uzun rotasyonuna sahip olmalarına rağmen ribaundlarda dominant bir takım olmamaları (kazandıkları maçta bile Litvanya’ya ribaundlarda yenilmişlerdi) önemli eksileri olarak öne çıkıyor.

İtalya ise koç Pozzecco’nun agresif ve mücadeleci kimliğinin tam olarak sahaya yansıması diyebileceğimiz bir ekip. Efes’in yeni yıldızı Polonara’nın da belirttiği gibi Pozzecco sanki onların takım arkadaşı, kaptanı gibi. Dolayısıyla da saha içinde de saha dışında da müthiş bir hava yakalamış durumdalar. Mental anlamdaki bu pozitif durum bir çok oyuncunun mevcut yeteneklerinin de üstünde katkı vermelerini sağladı şuana kadar. Sırbistan karşısında Melli’nin Jokic’i savunması ve Spissu’nun hücumda kendisini aşması buna verilebilecek en güzel örnekler olabiliri. Ayrıca gelecek sezon NBA’de Utah forması ile izleyeceğimiz Fontecchio da çok iyi bir turnuva geçiriyor. Onun liderliğinde İtalyanlar’ın en büyük kozlarından biri üçlük atışlar ki Sırplar’ı elerken %42.1 bir isabet oranı ile oynadıklarının altını çizelim. Topu iyi paylaşan ve değerini de bilen bir ekip İtalya. Sırplar karşısında sadece 7 top kaybı yaparken tam 22 asiste imza atmışlardı. Bir diğer silahları da savunma kaynaklı hızlı hücum sayıları, her pozisyonu değişerek baskılı bir savunma yapıyorlar ve çaldıkları toplarla kolay sayılar üretebiliyorlar. Diğer taraftan her ne kadar net bir 5 numaraları olmasa da ribaundlarda ezilmiyorlar, Datome, Fontecchio, Polonara, Ricci gibi forvetler savaşçı kimlikleri ile bu alanda takımın yükünü sırtlamış durumdalar, Melli’ye çok iyi destek oluyorlar.

Kağıt üstünde Fransa yine favori konumunda. Ama milli takımımız karşısında sergiledikleri oyun da daha önce grup maçlarında sergiledikleri oyun da hiç tat vermedi. Özellikle Fournier ve Heurtel’in hücumdaki dengesiz performansları nedeniyle iki ucu keskin bıçak konumundalar takım olarak. Gobert gibi bir silahı da bu nedenle aktif ve verimli kullanamadılar, De Colo ve Batum gibi oyun aklı yüksek, takımı derleyip toplayacak kısaları mumla arıyorlar. Tıpkı bizim milli takımımızda olduğu gibi oyun kurucu problemi onların da maceralarının beklenenden kısa sürmesine neden olacak. İtalya cephesinde Spissu, Tonut ve Mannion gibi isimler şuana kadar beklentileri guard pozisyonunda. Evet belki kariyerleri özel olan isimler değil ama yüreklerini ortaya koyuyorlar. Jokic’i yavaşlatabilen bir takımın formsuz Gobert karşısında da sorun yaşayacağını düşünmüyorum. Komple bir takım olan, topu paylaşan, savunma disiplini yüksek, savaşçı ve aç İtalya’nın kırılgan bir takım olduğunu ve yeteneklerini sahaya yansıtamadığını düşündüğüm Fransa karşısında net olarak bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Fransa’ya açık alan vermedikleri ve Fournier ile Heurtel’i savunmada biraz zorladıkları, onları sertlikle yıprattıkları anda üstünlüğü ele geçireceklerini söyleyebiliriz.

Paylaşmak heyecan verir;

Yakında yorum bölümümüz aktif olacaktır.

Hakkında Fersu Yahyabeyoğlu

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuyum. 7 yaşında Çukurova alt yapısında tanıştığım basketbol, ilerleyen yaşlarda bende bir tutku haline geldi. Yerel liglerde 11 yıl boyunca lisanslı basketbol oynadıktan sonra üniversite yıllarımda da amatör olarak oyuncu gözlemciliği yapmaya başladım. Sonrasında Türkiye'nin önde gelen basketbol portallarında köşe yazarlığı yaparak yola devam ettim ve çeşitli yerli artı ulusal tv/radyo kanallarında yorumculuk yapmaya devam ediyorum.

Mutlaka bakın

Koç Ataman ve Singleton, Asvel Maçı Öncesi Açıklamalarda Bulundular

Turkish Airlines Euroleague 25. hafta mücadelesinde temsilcimiz Anadolu Efes, Fransız ekibi LDLC Asvel Villeurbanne’a konuk …