Basket Servisi Türkiye'nin en güçlü Basketbol Haber Sitesi
Turkish Airlines Euroleague‘de normal sezonu geride bıraktık ve ne mutlu 2 temsilcimiz de play-off biletini kapmayı başardılar.
Gelin birlikte geride bıraktığımız sezonun önemli performanslarına bir göz atalım ve bu sırada ödülleri de sahipleriyle buluşturalım. Keyifli okumalar.
EN İYİ KOÇ:
Bu ödülü hakeden bir çok isim var ama bana göre en çok hakeden ismi belirlemek hiç de zor değil. Sezon başında Euroleague’in orta altı takımlarıdan biri olması beklenen FC Bayern Munich, sezonun flaş takımı olarak son ana kadar ilk 4 yarışının içindeydi ve sezonu 5. sırada bitirerek play-off biletini kapmayı başardı. Bir çok takıma göre ellerinde sınırlı bir bütçe olmasına rağmen Baldwin ve Reynolds gibi daha önceki Euroleague maceralarında başarısız olmuş, takımlar tarafından istenmeyen isimler arasına girmişlerdi. Ama koç Andrea Trinchieri‘nin mentörlüğünde ve oyunculara sorumluluk veren, onların bireysel performansları üstüne kurulu sistemde bu iki isim parladı, takıma liderlik ettiler. Ayrıca Lucic’e sınıf atlatan ve onu görev adamı rolünden çıkarıp takımın yıldızı haline getiren de kuşkusuz koç Trinchieri’ydi. İtalyan koçun potansiyelini zaten çok iyi biliyorduk, Brose’de bu sinyalleri zaten vermişti. Şimdi Bayern’de biraz daha iyi bir bütçeyle, biraz daha potansiyelli bir kadroyla neler yapabileceğini tekrar gösterdi herkese. Böyle sıradan oyuncuların potansiyellerini en üst seviyeye çıkarıp onlardan yüzde iki yüz verim alarak takımını play-off’a taşıyan koçu alkışlarla kutluyoruz ve yılın koçu ödülünü kendisine takdim ediyoruz.
YÜKSELEN YILDIZ:
Bu sezon genç oyuncular açısından pek verimli bir havuz yok karşımızda. Geçtiğimiz yıllarda bu ödülü alan isimlere bakınca karşımıza Gallinari, Rubio, Mirotic, Bogdanovic ve tabi Doncic gibi özel isimler çıkıyor. Ancak bu sezon 22 yaşından küçük olan oyuncular arasında en çok dikkat çekeni Zalgiris Kaunas‘ın 2000 doğumlu guardı Rokas Jokubaitis oldu. Solak guard koç Saras’dan sonras koç Schiller yönetiminde de kendisine rotasyonda iyi bir yer edindi ve özellikle takımda covid ve sakatlıklardan dolayı rotasyonun daraldığı anlarda aldığı sorumluluğu çok iyi değerlendirdi. Yaşına göre soğuk kanlığını, saha görüşü, pas yetenekleri ve deliciliği ile hücumda dikkat çektiği gibi savunmada da güçlü fiziği ve savaşçı kimliği ile çok yönlü bir oyuncu. Dış şutlar şuana kadar gelişime açık yönü olarak öne çıkan en önemli eksiği. Ceza atışlarında iyi durumda dribbling üst orta mesafe ve üçlükler üstüne mesai harcaması gerekiyor. Bu sezon 31 maçta ortalama 21 dakika sahada kalan ve 5 kere de ilk beş başlayan Jokubaitis, 7.0 sayı, yüzde 38.8 3sayı, 1.7 ribaund, 2.5 asist istatistikleri ile mücadele etmişti.
EN İYİ ÇAYLAK:
Bu sezon Euroleague sahnesinde ilk kez boy gösteren isimler arasında en çok dikkat çeken isim kuşkusuz Asvel Villeurbanne‘in dev uzunu Moustapha Fall‘du. 2.18 boyunda olan 29 yaşındaki Fransız pivot hatırlayacağınız üzere daha önce ülkemizde Sakarya ve Telekom formaları da giymiş, 2018 yılında ülkemizde All-Star organizasyonunda da boy göstermişti. Aynı zamanda Fransa milli takımının da bir parçası olan Fall, ilk kez boy gösterdiği Euroleague sahnesinde de gerek fiziksel artıları gerekse oyun zekası ile kalıcı bir isim olabileceğini gösterdi. İkili oyun savunmasında ağır kalacağını düşünenlere de cevap veren ve Asvel’in savunmadaki en önemli silahlarından biri olan dev uzun, hücumda da potaya yakın topla buluştuğunda durdurulması en zor isimlerden biriydi bu sezon. Sahaya çıktığı 31 maçtan 28 tanesinde ilk 5 başlayan ve ortalama 22 dakika süre alan Fall, yüzde 70.1 2 sayı isabetiyle 8.8 sayı üretirken 5.5 ribaund, 0.9 blok da ekledi istatistiklerine ve 14.13 verimlilik puanına ulaştı. Geliştirmesi gereken en önemli konu ise sertbest atışlar, yüzde 61.7 ile oynadı bu sezon ve rakipler ona kolay atışlar vermek yerine faullerle durdurlar.
EN İYİ SAVUNMACI:
Açıkçası bu ödül için de fazla düşünmeye gerek yok bana kalırsa. Real Madrid‘in Yeşil Burun Adaları doğumlu dev uzunu Walter Tavares, bu sezon da Euroleague’in en dominant pivotlarından biriydi, belki de ilkiydi. Koç Laso sezon boyunca ona sahip olmanın lüksünü hep hissetti. 2.20 boyunda olmasına adam değişme savunmalarında sorun yaşamaması, penetre eden oyuncuları takip ederek onları bloklaması, tepe ikili oyunlarında duruma göre bekçi göreviyle zayıf taraftan yardım yapıp yine bloklar takımının savunmasına liderlik etmesi gibi bir çok artıya sahip. 29 yaşındaki dev uzun Real gibi tempoyu seven bir takımda rakiplerin geçiş hücumlarında dahi iyi geri koşmasıyla beraber hep savunmanın bel kemiği konumundaydı ve Sergeant SWAT lakabını sonuna kadar hakettiğini bu sezon da gösterdi. 34 maçın 30 tanesinde ilk beş başayan Tavares, ortalama 26 dakika süre alırken 11.5 sayı, 8.0 ribaund (lig ikincisi), 1.1 asist, 1.0 top çalma ve 1.7 blok (lig lideri) ile bir pivottan beklenen herşeyi sahaya koymuştu. Ligin en istikrarlı ve verimli uzunlarından biri olarak bu sezon da yılın savunmacısı ödülünün sahibi oldu.
EN İYİ İKİNCİ BEŞ:
- Alexey Shved (Khimki): 19.8 sayı, yüzde 33.3 3sayı, 3.7 ribaund, 7.7 asist, 1.3 t.çalma, 19.6 verimlilik
- Jan Vesely (Fenerbahçe Beko): 13.2 sayı, 5.3 ribaund, 2.8 asist, 18.4 verimlilik
- Shane Larkin (Anadolu Efes): 15.1 sayı, yüzde 41.2 3sayı, 2.4 ribaund, 4.1 asist, 1.4 t.çalma, 17.0 verimlilik
- Achille Polonara (TD Systems Baskonia): 12.2 sayı, yüzde 44.3 3sayı, 6.6 ribaund, 1.9 asist, 1.2 t.çalma, 16.5 verimlilik
- Jalen Reynolds (FC Bayern Munich): 14.1 sayı, 5.9 ribaund, 1.1 asist, 1.2 t.çalma, 16.3 verimlilik
EN İYİ BİRİNCİ BEŞ:
- Nikola Mirotic (FC Barcelona): 16.9 sayı, yüzde 41.8 3sayı, 6.3 ribaund, 22.0 verimlilik
- Nando De Colo (Fenerbahçe Beko): 15.5 sayı, yüzde 39.7 3sayı, 3.3 ribaund, 4.1 asist, 1.4 t.çalma, 19.0 verimlilik
- Walter Tavares (Real Madrid): 11.5 sayı, 8.0 ribaund, 1.1 asist, 1.0 t.çalma, 1.7 blok, 18.5 verimlilik
- Vladimir Lucic (FC Bayern Munich): 13.8 sayı, yüzde 43.9 3sayı, 4.8 ribaund, 1.3 asist. 1.1 t.çalma, 17.7 verimlilik
- Vasilije Micic (Anadolu Efes): 16.1 sayı, yüzde 35.3 3sayı, 2.6 ribaund, 5.0 asist, 1.2 t.çalma, 17.1 verimlilik
MVP:
Euroleague’in en çok kazanan oyuncusu konumundaki FC Barcelona‘nın İspanyol forveti Nikola Mirotic bu sezon da aldığı her Euro’nun hakkını sonuna kadar verdi. Gerek yüksek yüzdeli dış şutları gerekse alçak postta sırtı dönük pozisyonlarda geriye dönük atışlarla ürettiği sayılar ve topsuz katlar sonrası bulduğu sayılarla komple bir hücum silahı. Her maçta rahatlıkla 15-20 bandında skor üreten Mirotic, bunu o kadar sade ve basit şekilde gösteriyor ki sanki çok kolaymış hissi uyandırıyor ama her el yakan topta her kritik pozisyonda onun işin içinde olması, taşın altına elini sokmaktan asla çekinmemesi ile özel bir lider. Öyle ki takım olarak onun savunmadaki zaaflarını da kapatmaya çalıştılar ve bunu da başardılar. Ayrıca Karadağ asıllı forvetin ribaundlarda da hatrı sayılır bir katkısı ver. Her iki pota altında da takımın en güvendiği ribaund silahlarından biri ve bu sezon kendisinden beklenenden çok daha iyi savaştı, fiziksel temastan kaçmadı. 16.9 sayı, 6.3 ribaund istatistikleriyle 22 verimlilik puanına ulaşan Mirotic, alkışlarla yılın MVP’si ödülünün sahibi oldu.
