Basket Servisi Türkiye'nin en güçlü Basketbol Haber Sitesi
Turkish Airlines Euroleague‘de her geçen gün normal sezonun sonuna doğru yaklaşıyoruz ve play-off yarışı alevlenmeye başlıyor. Temsilcimiz Anadolu Efes de bu kritik yarışta güçlü rakiplerinden biri olan CSKA Moskova‘yı konuk edecek 28. hafta mücadeleside.
Son 9 maçından 8 tanesini kazanan, 5 maçlık bir seri yakalayan Anadolu Efes, üst üste 2 maç kaybettikten sonra toparlanan ve hemen 2 maçlık bir galibiyet serisi yakalayan güçlü CSKA’yı konuk edecek. Gelin birlikte bu zorlu maç öncesi temsilcimiz adına galibiyetin reçetesini hazırlayalım, keyifli okumalar.
Larkin vs James
Son 2 sezonda lige en çok damgasını vuran, sayı krallığında ve MVP yarışında hep üst sıralarda yer alan iki özel skorerin kapışmasını izleyeceğiz bu maçta. Bir çok kez onların birebir düellolarını, karşılıklı basketlerini göreceğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz, maç içerisinde birbirlerine sğrekli meydan okuyacaklarından da eminim. Shane Larkin bu sezon yer aldığı 20 maçtan 11 tanesinde ilk beş başladı, koç Ataman son dönemde onu genelde benchten getirmeyi tercih ediyor ki bu şekilde daha diri, daha verimli olduğunu söylemek lazım. Saha içerisinde kendi enerjisini dengeli kullanmayı zaman zaman bceremiyor ve maç sonuna düşük girebiliyordu, koç Ataman onun yerine bu dengelemeyi iyi yaptı şuana kadar ve Efes’in yakaladığı seride maç sonlarında ortaya koyduğu dominant performansla dikkatleri üstüne çekti. Mike James ise bu sezon tam olarak beklentileri karşılayamadı. Takımdan ayrılacağı söylentileri ve koç Itoudis ile sorunlar yaşaması onu mental olarak düşürdü ki son maçlarda Clyburn’ün ritmine kavuşması, Hilliard’ın istikrarı ve Lundberg takviyesi ile de biraz daha rahatladı, omuzlarındaki yük kalkmış oldu. Ama bu maçta karşısında son yıllardaki en büyük rakibi olacak, mutlaka silkelenip kendisine gelecektir. Dolayısıyla onun savunmasında Micic ve Doğuş özellikle dikkatli olmalılar, onu havaya sokmamak gerekiyor.
Savunma Unutulmaz
CSKA her ne kadar son haftalarda inişli çıkışlı performanslar sergilemiş olsa da halen ligin en iyi hücum eden takımı konumunda, maç başına 83.6 sayı gönderiyorlar rakip potalara ve bu da Efes adına savunmanın ne kadar önemli olacağının bir göstergesi. Son Valencia maçında galibiyet geldi gelmesine ama zaman savunmada çok bocaladı Efes ve Yarasalar’ın akıcı hücumlarına karşı çabuk yenildiler. Ama Valencia’nın da çok iyi bir savunması olmaması ve mental olarak kırılgan bir takım olmasının avantajını iyi kullandı temsilcimiz, etkili hücum performansıyla cevap verip geri döndü ve kazandı. Ancak bu kez karşılarında CSKA gibi çok daha tecrübeli ve savunmada çok daha sert, diri bir takım olacak. Bu nedenle biz savunmada Valencia’ya verdiğimiz fırsatlatı James, Clyburn, Shengelia, Lundberg, Hilliard gibi tehlikeli silahları olan CSKA’ya verirsek öyle Valencia maçında olduğu gibi geri dönmemiz pek mümkün olmayabilir… Başta uzunlarımız Dunston, Sertaç, Pleiss, Singleton olmak üzere hem çemberi korumayılıyız hem de onların düzenden çıkaracak şekilde kısalara baskı kurmayı unutmamalıyız.
Ribaundlar
Uzunlar demişken gelelim ribaundlara. CSKA’nın ligin zirvesindeki takımlardan biri olmasının temel nedenlerinden biri de kuşkusuz ribaund performansları. Rus ekibi maç başına 37 ribaund topladı ve bu alanda da lider durumda. Elbette Milutinov’un sakatlığı onları özellikle hücum ribaundları anlamında negatif etkilemiş durumda ama Clyburn’ün kendini bulması ve Shengelia’nın iyileşmesi artı Bolomboy ile Eric’in bu alandaki katkılarıyla halen çok tehlikeli bir takımlar. İki pota altında da olabildiğince onlara üstünlük vermemiz gerekiyor. Özellikle ikinci şans konusunda çok dikkatli olmalıyız, burada savunma ribaundlarını net çekebilmek adına Bryant Dunston‘a önemli görev düşüyor evet ama sahada olan diğer uzunlarımız artı 2 ve 3 numarada görev alan isimlerimizin de mutlaka uzunlara yardım etmesi, özellikle havuza düşen toplarda hata yapmayıp toplamamız gerekiyor. Takım olarak ribaundlara konsantre olmazsak ve işi sadece uzunlara bırakırsak CSKA üstünlüğü ele alır ki bu da tempo kontrolünün dolayısıyla maçın tüm kontrolünün onlara geçmesi anlamına gelir.
