Basket Servisi Türkiye'nin en güçlü Basketbol Haber Sitesi
Turkish Airlines Euroleague‘de bizleri artık Final Four heyecanına alıştıran, son yılların en başarılı takımlarından Fenerbahçe Beko ile eski günlerine geri dönebilmek için çok önemli bir adım atan, yeniden Avrupa basketbolunun zirvesindeki takımlar arasına adını yazdıran Anadolu Efes yarı finalde karşı karşıya gelecekler. Türk basketbol tarihine altın harflerle yazılacak bu harika mücadeleyi gelin birlikte mercek altına alalım.
Tecrübe ve kazanma alışkanlığı ama ya sakatlar…
Sarı lacivertliler koç Obradovic’in göreve gelmesiyle kesenin ağzını açıp doğru kadrolar kurmaya başlamış ve son yılların en başarılı takımları arasına adlarını yazdırmışlardı. Sloukas, Dixon, Kalinic, Vesely, Datome, Melih gibi isimler daha önce bu maçların havalarını çokça kez solumuş isimler. Yani Fenerbahçe birlikte oynamayı çok iyi bilen, tecrübeli oyunculardan kurulu ki kazanmayı da alışkanlık haline getirmiş durumdalar. Koç Obradovic yönetiminde o kadar özgüvenliler ki sanki her maça bir adım önde başlıyorlar rakip kim olursa olsun. Sezon boyunca da tüm Euroleague takımlarına karşı kazanma alışkanlığının ve takım olmanın nasıl bir şey olduğunu sürekli gösterdiler. Skoreri yok dediler bazen Sloukas, bazen Bobby, bazen Datome, bazen Vesely, bazen Guduric sahneye çıkıp skor yükünü çektiler. Pota altında sorun var dediler Kalinic’i 5 numaraya çekip kısa beşlerle mucizeler yarattılar, özetle bu takım her zaman bir çözüm buldu.
Ancak bu sefer çözüm bulma konusunda işleri biraz daha zor olacak çünkü Lauvergne ve Datome kesin olarak forma giyemeyecekler. Aslında Lauvergne’siz oynamaya 2.5 ay boyunca alıştı sarı lacivertliler ama Datome’nin tecrübesini ve etkili dış şutlarını arayacakları kesin. Diğer taraftan asıl önemli konu ise Kalinic ile Vesely’nin de halen durumlarının net olmaması. Çekya Helikopteri’nin oynama şansı daha yüksek ama o da son günlerde takımla çalışamadı ve maç ritmini kaybetti, ayrıca atletizmi ve savaşçı kimliği ile ön plana çıkan bir uzun olarak %100 olmadan forma giyse bile Anadolu Efes’in etkili uzunları karşısında sıkıntı yaşayacaktır. Kalinic’in ise oynama ihtimali daha düşük. Son haftalarda sarı lacivertlilerin en önemli parçası olan Sırp forvet koç Obradovic’in rakipleri çaresiz bırakan kısa beşinin de değişmez ismiydi, 5 numarada harika işlere imza atmıştı oyunun iki alanında da. Bu eksiklerle beraber artık Bobby, Guduric, Sloukas, Melli dörtlüsüne çok önemli görev düşüyor. Bu isimlerdne en az iki tanesinin mükemmele yakın oynaması, bir tanesinin de x-faktör olarak onlara destek olması şart. Son maçlarda Sloukas ile Guduric gayet formdalar ancak özellikle Melli’nin sakatlığının da etkisiyle %100 olarak uzun süredir randıman verememesi koç Obradovic’in işini daha da zora sokacaktır. İtalyan uzunun karşısında Moerman ve Dunston gibi çok formda, çok sert isimler olacak.Oyunun iki alanında da sarı lacivertlilerin 4 numarada göstereceği performans maçın anahtarlarından biri olabilir.
Geniş rotasyonlu, formda ve başarıya aç bir takım
Anadolu Efes bu sezon Euroleague’in en iyi basketbol oynayan, en formda takımlarından biri olduğunu defalarca gösterdi. İstikrarlarını sezona yaymayı başardılar ve bunun da ödülünü zaten play-off’a ev sahibi avantajı ile girerek aldılar. Güçlü rakipleri Barcelona karşısında zaman zaman tecrübe eksikliği nedeniyle sorunlar yaşasalar da kazanmayı bildiler ve artık yeniden Avrupa’nın zirvesinde Final Four’dalar. Koç Ataman’ın da sezon boyunca bir çok kez tekrarladığı gibi komple bir takım Anadolu Efes, sakat isimler Motum ve Metecan’ın da geri dönmesiyle artık forvet rotasyonunda da tamamlanmış oldular. Hatta bu isimler Final Four öncesi lig maçında da forma giyerek iyi görüntü vermişlerdi. Motum’un geri dönmesiyle Moerman’ın sırtına binen yük hayli azalmış olacak. Tamam Fransız uzun harika bir sezon geçiriyor ama Barça serisinde de gördük ki yorulduğu zaman alternatifini bulamıyordu koç Ataman.
Lacivert beyazlılar uzun yıllardan sonra ilk kez komple ve bol alternatifli bir kadro kurdu. Her pozisyonda neredeyse iki önemli oyuncuya sahipler. Ama özellikle dikkat çeken isimler var tabiki performanslarıyla. Moerman’dan zaten bahsettik ama pota altındaki ekürisi Dunston da her zamanki gibi nefis bir sezon geçirdi, istikrar abidesi olan Birleşik Amerikalı uzun atletik özellikleri ve savaşçı kimliği ile hem savunmada hem de hücumda koç Ataman’ın en güvendiği isimlerden biri. Zaten sezon boyunca da koçun güvenini hiç boşa çıkarmadı tecrübeli uzun ki bu tecrübesi ile de takımın Final Four’daki ruhani lideri olacak her zamanki gibi. Ancak Moerman ile Dunston’ın yetenekleri ve performansları bir yere kadar takımı taşıyabilirdi, asıl bu takımı bu noktalara getiren isimler guardlar oldular. Micic, Orhun Ene ve Jasikevicius gibi Avrupa’nın elit oyun kurucuları ile çalışmanın meyvelerini toplamaya devam ediyor, bu sezon hem gelişimini müthiş bir ivme ile sürdürdü hem de kendi gelişirken takımına da sınıf atlattı. Öyle ki Larkin’in sakatıkların da etkisiyle kötü bir giriş yaptığı sezonu toparlayan isim oldu. Larkin’e de ayrı bir parantez açmamız şart. Koç Ataman’ın hayal ettiği gibi takımını sırtlamaya belki geç başladı ama takımının ona en çok ihtiyacı olduğu dönemde de sahnedeydi. Gerek sezonun son bölümünde 4.sıranın kapılmasında gerekse play-off serisinde Barça karşısında alınan galibiyetlerde payı çok büyüktü. Şimdi koç Obradovic’in Fenerbahçe’sine karşı da koç Ataman’ın tartışmasız hücumdaki en önemli kozu olacak.
Uzun forvetler ve guardlar
Türk basketbolu adına muhteşem bir maç olacak, iki temsilcimiz de zaten buraya gelerek bizleri gururlandırdılar ve umarım kazanıp finale çıkan kupayla İstanbul’a dönecek, hatta umarım kaybeden de 3.olacak. Ancak bu zorlu ve bir o kadar da keyifli maçı da kazanmak için iki takımın farklı hamleleri olacak. Bana göre bu maçın kaderini belirleyecek isimler guardlar ve uzun forvetler, yani 4 numaralar olacak. Guardlar diyorum çünkü Fenerbahçe’deki koç Obradovic’in savunma odaklı sisteminin en zayıf halkası birebiri kuvvetli olan ve potaya etkili giden guardlar olmuştu. İşte Anadolu Efes’te bu guardlardan ikisi var, Micic ve Larkin. Üstelik özellikle Micic fiziksel anlamda hem Dixon hem de Sloukas’a üstünlük kurabilecek bir guard. Burada önemli olan Guduric’in nasıl performans göstereceği olacak. Diğer taraftan Anadolu Efes’te Beaubois da buraları oynamış tecrübeli bir guard ve gününde olduğunda maçı alıp götürebilecek x-faktör niteliğinde bir oyuncu. Hatta bir de Doğuş ve Buğrahan faktörü olacak Anadolu Efes de, onlar da çok formdalar ki özellikle Doğuş savunması ile gerek Dixon gerek Sloukas karşısında önemli bir silah olacaktır. Sarı lacivertlilerin bu tarz B planları yok guard rotasyonunda, Melih bu sezon beklentilerin altında kalan bir performans sergiledi.
4 numara rotasyonunda da müthiş bir kapışma izleyeceğiz. Anadolu Efes cephesinde çok formda bir Moerman var ve onun yanına bir de sakatlıktan dönen Motum eklendi. Fransız forvet sezonun en kritik olan son bölümünü tek başına çok iyi geçirdi ve Motum’un da dönmesiyle artık omuzlarında yük hafifleyecek ve süreleri dengeleneceği için sahada kaldığı anlarda daha verimli oynayacaktır. Fenerbahçe cephesinde ise Datome’nin yokluğunu ve Kalinic’in de büyük olasılıkla forma giymeyeceğini düşündüğümüzde Moerman karşısında işleri hiç kolay olmayacak. Sezonu sakatlığının da etkisiyle kötü geçiren, beklentilerin altında kalan Melli’ye çok ama çok büyük bir iş düşecek bu maçta. Sakatlığı onun forma giymesini sezon boyunca engellemedi ama performansını tam olarak sergileyemediği de bir gerçek. Ama konu sadece sakatlığı da değil, potaya bakmıyor İtalyan uzun. Bamberg’deki verimli günlerini mumla arıyor sarı lacivertliler, bu nedenle artık acilen kendisine gelip sezonun bu en kritik maçında %100’nün de üzerine çıkması gerekecek Moerman karşısında. Üstelik bunu hem savunmada hem de hücumda yapması gerekiyor.
Özetle bizleri tarihi ve çok keyifli bir maç bekliyor ve bu maçın ana oyuncuları koç Obradovic ile koç Ataman dışında Moerman – Melli, Dixon – Larkin ve Sloukas – Micic eşleşmeleri olacak. Ancak bana göre bu eşleşmelerin dışında sakatlıkların da etkisiyle Anadolu Efes rotasyon konusunda bir adım önde Fenerbahçe’ye göre. Simon, Anderson, Beaubois hatta Motum ve Pleiss gibi çok daha fazla x-faktör opsiyonuna sahipler. Bu artılara rağmen sarı lacivertlilerin tecrübesi ve tabiki Obradovic faktörünü de unutmamak gerekiyor. Tüm bu girdileri bir araya getirdiğimizde bizleri son derece çekişmeli ve çok keyifli bir maçın beklediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Dediğim gibi umarım kazanan takımımız kupayı İstanbul’a getirir ve kaybeden takımımız da Final Four’u üçüncülükle tamamlar. İki temsilcimize de yürekten başarılar diliyorum.
