Güncel Haberler

ANALİZ: İspanya – Fransa

2022 FIBA EuroBasket‘de final günü geldi çattı.

24 takımla başlayan macerada iki takım final biletini kapmayı başardılar. Bir tarafta koç Scariolo yönetiminde 21. yüzyıldaki uluslarası turnuvalarda tam 6. kez final oynayacak ve sadece ABD’ye kaybetmiş, EuroBasket’de de 9. kez final maçına çıkacak olan İspanya, diğer tarafta EuroBasket’de 3. finaline çıkacak ve tam 13 kez de bronz madalya maçı oynamış, son Olimpiyat gümüş madalyasının sahibi Fransa. Sanırım ne kadar keyifli bir maç olacağını bu rakamlar yeteri kadar anlatıyor.

Her ne kadar İspanya’nın son 10 hatta 15 yıl boyunca buralarda olmasına hep alışmış olsak da bu kez elde ettikleri başarıyı alışılmış olarak görmemek gerekli. Çünkü net bir jenerasyon geçisişinin ortasındalar, o büyük başarıları getiren kadrodan sadece 1 isim (Rudy) bu kadroda yer alabildi. Sakatlıkların da etkisiyle koç Scariolo jenarasyon geçisini beklediğinden çok daha hızlı şekilde yapmak zorunda kaldı. Dolayısıyla Eurobasket tecrübesi oldukça sınırlı isimlerden kurulu bir kadroyla final oynamak İspanya için bile sürpriz olarak adlandıralacak seviyedeydi. Hernangomez kardeşler, Rudy ve yeni devşirme Brown buraya ne için geldiklerini çok iyi bilen oyuncular, her maçta istikrarlı şekilde de üstlerine düşen görevi neredeyse kusursuz şekilde yerine getirdiler. Önemli olan diğer isimlerin onlara ayak uydurmasıydı ve bunu da her maç gelişerek başardılar. Dakikalar aldıkça özgüvenleri artan Brizuela, Diaz, Pradilla, Garuba, Arostegui gibi isimler yüksek enerjileri, savunmada ortaya koydukları mücadeleci kimlikle bahsi geçen 4 yıldız isme çok iyi destek oldular. Yarı finalde Almanya karşısında tam bir enerji patlaması yaşayan İspanya ribaundlarda 28-33 üstünlük kurarken, pota altını yine çok verimli kullandı ve benchten tam 40 sayılık bir katkı aldı. Bu 3 kritik faktör Fransa karşısında da altın madalya yolunda aynen geçerli olacak.

Fransa’nın yolculuğu ise çok daha farklıydı. Evet onlar da Olimpiyat gümüş madalyasını kazanan takımdan De Colo ve Batum gibi iki önemli ismi kullanamadılar bu turnuvada ama genel anlamda çok düşük bir perdeden turnuvaya başladılar. Düzensiz hücumlar, basit top kayıpları derken son 16 turunda milli takımımız karşısında elenme riskiyle karşılaştılar ama imdatlarına Cedi yetişti diyebiliriz. Maalesef yıldız oyuncumuzun çizgide 0-2 yapması ve topu çıkarırken yaptığı hata onlara maçı getirdi. Sonrasında çeyrek finalde bu kez İtalya karşısında turnuva bu kez bitti onlar için dedik ama turnuvanın en formda isimlerinden biri olan Fontecchio bu kez çizgide 0-2 atarak onlara galibiyeti altın tepside sundu, bir kez daha şansları yaver gitti. Bu da yetmiyormuş gibi Polonya Ponitka liderliğinde çok ama çok ekstra bir basketbol oynayarak Slovenya’yı devre dışı bıraktı ve Doncic’den de kurtulmuş oldular yarı final eşleşmesinde. Bu kadar desteğin ardından onlar da Polonya karşısında yarı finalde kalitelerini tam olarak sahaya yansıttılar ve 54-95’lik skorla rakibi sahadan silerek adlarını finale yazdırdılar. Tabiki bu maçı ölçü almamak lazım Fransızlar’ı değerlendirirken. Artılarına bakacak olursak ribaundlar ön plana çıkıyor Gobert faktörüyle birlikte ki yine yıldız uzun sayesinde boyalı alanı da verimli kullanıyorlar. Diğer taraftan turnuva boyunca benchten aldıkları katkıyı da yukarı çekmeyi başardılar, zaman zaman Okobo, Cabarrot, M’Baye, Fall, Poirier gibi isimlerden ekstra katkılar aldılar ki bu anlamda en önemli isim Heurtel oldu. Koç Collet, Albicy ile başlayıp sonrasında onu oyuna aldığı için skor ve asistler anlamındaki bench katkısının büyük bir çoğunluğu ondan geldi turnuva boyunca.

İspanya, her ne kadar tecrübesiz olsa da basketbol seviyesi anlamında yine bildiğimiz seviyede olduğunu gösterdi. Komple bir takım konumundalar ama özellikle Willy liderliğinde çember altı üstünlüğü onların en büyük silahı. Diğer taraftan Brown’un hücumdaki delici ve skorer oyunu, takımı artık tamamen sahiplenmesi ve organize etmesi de koç Scariolo’nun tam olarak istediği şekilde gerçekleşmiş durumda. Karşısında Heurtel ve Fournier gibi savunma zaafları ciddi seviyelerde olan isimler karşısında Brown’un yine çok etkili olacağı bir maç görebiliriz. İspanya’nın Brizuela, Juancho, Rudy gibi alternatif skor opsiyonlarını ne kadar devreye sokabileceği, Fransa’nın Yabusele’yi ne kadar verimli kullanacağı ve pota altında Willy-Gobert çarpışmasında kimin üstünlül sağlayacağı altın madalyanın sahibini belirleyecek kritik faktörler olacak.

Paylaşmak heyecan verir;

Yakında yorum bölümümüz aktif olacaktır.

Hakkında Fersu Yahyabeyoğlu

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuyum. 7 yaşında Çukurova alt yapısında tanıştığım basketbol, ilerleyen yaşlarda bende bir tutku haline geldi. Yerel liglerde 11 yıl boyunca lisanslı basketbol oynadıktan sonra üniversite yıllarımda da amatör olarak oyuncu gözlemciliği yapmaya başladım. Sonrasında Türkiye'nin önde gelen basketbol portallarında köşe yazarlığı yaparak yola devam ettim ve çeşitli yerli artı ulusal tv/radyo kanallarında yorumculuk yapmaya devam ediyorum.

Mutlaka bakın

Anadolu Efes, Fransa’dan Galibiyetle Dönmek İstiyor

Turkish Airlines Euroleague 25. hafta mücadelesinde Anadolu Efes, Fransa’da LDLC Asvel Villeurbanne’a konuk oluyor. 24 …