Güncel Haberler

ANALİZ: Türkiye – Fransa

2022 FIBA EuroBasket‘de grup maçları tamamlandı ve son 16 eleme turu Berlin’de başlıyor.

A Milli Takımımız, son maçında İspanya’ya kaybederek grubu 2. sırada bitirmiş ve çaprazdan ölüm grubunun üçüncüsü Fransa ile eşleşmişti. 10 Eylül Cuma günü saat 13:00’da tarihi bir maça çıkacak 12 Dev Adam.

Gelin birlikte bu zorlu maçı her zaman olduğu gibi mercek altına alalım ve maçın fragmanını kaleme almaya çalışalım. Keyifli okumalar.

Kısalara Baskı

Fransa turnuvanın tartışmasız en zor grubu olan B grubundan geliyor. Slovenya, Almanya, Litvanya gibi önemli takımlarla üst seviyede mücadeleler sergilediler. Bu onlar için rekabet seviyesi anlamında bir avantaj olduğu kadar fiziksel yıpranmışlık anlamında da bir dezavantaj kuşkusuz. Fransa her ne kadar kaliteli ve üst seviyede bir takım olsa da kısa rotasyonunda koç Collet’nin elinde geniş bir rotasyon yok. De Colo, Ntilikina ve Batum’un kadroda olmaması, Maledon ve Okobo’ya da fazla sorumluluk vermemesi sonu tüm yük Heurtel ile Fournier’in üzerine kalıyor. Özellikle bu iki ismi inatla birlikte kullanmaya çalıştığı anlarda aksayan bir Fransa görüyoruz. Bu iki isim kendi skorer kimlikleri kadar uzunları da en iyi besleyen guardlar konumundalar. Dolayısıyla onlar üstündeki baskıyı daimi kılmamız galibiyetin anahtarlarından biri olacak. Hatta bu baskıyı sadece bizim savunma yaptığımız anlarda değil onlar savunma yaptığında da kurmak lazım. Bu iki ismin tuttuğu kısalarımızın sürekli potaya atak etmeleri onların savunma zaaflarını işlemeleri belki de onları savunurken veremeyeceğimiz zararı vermemizi sağlayabilir. Elbette Larkin’in yokluğunda Furkan ve Cedi’ye özellikle delici gücü yüksek olan Onuralp ve Şehmus ile hem hücumda hem de savunmada daha fazla destek olmamız gerekecek.

Ceza Şutları

Gerek kazandığımız Belçika maçında gerekse kaybettiğimiz İspanya maçında gördük ki dış şutlar bizim için çok önemli. Çünkü Alperen gibi etkili bir alçak post silahımız var ve ona inen toplarda savunmayı okuyarak pası çıkarabildiğini çokça kez gördük. Ama maalesef pası alan kanat oyuncularımız ceza atışlarını düşük yüzdeyle sokunca İspanya gibi takımlar hemen kapanarak Alperen’in alan bulmasını engellediği gibi ikili oyunlarımızı da zayıflatıyor. Ayrıca ceza şutları deyince sadece üçlükler değil konu. Elimizde Sertaç gibi orta mesafeden etkili bir uzun ve bu maçta onun kısa devrilemerine, buradan bulacağı yüksek post atışlarına çok ihtiyacımız olacak. Aynı şekilde Alperen’den ona çıkacak paslarda da ceza atışlarını orta mesafeden de sokmamız lazım. Ek olarak Ercan’ın dış şut tehditini de hafife almayalım. M’Baye ve Yabusele gibi iki önemli 4 numara karşısında onun vereceği ekstra katkı belirleyeci olabilir, ceza şutlarında o da verimli olmak durumunda. Fransa gibi bizden çok daha geniş ve etkili bir uzun rotasyonuna sahip olan güçlü bir rakip karşısında onları potadan uzaklaştıramazsak skor üretiminde çok zorlanırız ki Larkin’in yokluğunda delici gücümüz de zayıflamış durumda. Bu nedenle kısalara alan açmak ve Alperen’in alçak posttaki birebirlerini daha fazla kullanabilmek adına haydi Cedi, haydi Furkan, haydi Melih ve hatta haydi Ercan diyoruz. Bu arada Larkin’in yokluğunda koç Ataman zaman zaman Furkan’ı bir numaraya çekecektir, bu anlarda Onuralp’in de daha fazla süre almasını ve sadece ceza şutlarında değil, oyunun her alanında bize enerji katmasını bekleyeceğiz.

Ribaundlar ve Gobert Sorunsalı

Evet ne dedik uzun rotasyonu oldukça “uzun” bir Fransa var karşımızda. Gobert’den başlıyoruz, Poirier, Fall, Yabusele, M’Baye… Bu isimlerin tamamı turnuvada birçok takımda ilk 5 oynayabilecek seviyede desek abartmış olmayız sanırım. Ama elbette onlar adına en önemli isimler Gobert ile Yabusele. Gobert konusunda sayabileceğimiz tek eski alçak postta sırtı dönük birebiri etkili olan bir uzun olmaması. Bu nedenle de Heurtel ve diğer guardlarla onun arasındaki ikili oyunları ve alley-oop prosesini kesebilirsek en azından skor anlamındaki etkinliğini azaltabiliriz. Yabusele ise komple bir oyuncu ve onu birebirden çok takım olarak savunmamız lazım. Çünkü yüzü dönük dribbling üstünden, alçak posttan ve ceza üçlüklerinden skor üretebilen bir yıldız. Zaman zaman yardımlaşmalı, pozisyonuna göre de adam değişerek savunulması gereken, mümkünse ritim bulmasına engel olunması gereken bir isim. Bunlar oyuncuların skor potansiyeline dayalı önlemler. Ama bir de işin ribaund tarafı var ki bu kısımda kabus yaşamaya açığız bu kadar kaliteli bir uzun rotasyonu varken karşımızda. İstatistiklere baktığımızda bu alanda denk olduğumuzu görebilirsiniz ve bana neden “kabus” dedinki diyebilirsiniz. Ama unutmayalım ki onlar çok önemli 3 takımla oynamalarına rağmen bu istatistikleri yakalayabildiler, bizim ise o seviyedeki tek maçımız İspanya ile oynandı. Örneğin son maçta Fransa, şampiyon Slovenya’ya kaybetmesine rağmen ribaundlarda 30-30 eşitlik vardı fakat biz İspanya’ya kaybederken 37-45 ile hezimete uğradık, rakibe tam 19 tane hücum ribaundu verdik… Sanırım Fransa’nın İspanya’ya göre çok daha atletik bir takım olduğunu belirtmeme ve ne kadar geniş bir uzun rotasyonuna sahip olduklarını tekrarlamama gerek yoktur!

Paylaşmak heyecan verir;

Yakında yorum bölümümüz aktif olacaktır.

Hakkında Fersu Yahyabeyoğlu

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuyum. 7 yaşında Çukurova alt yapısında tanıştığım basketbol, ilerleyen yaşlarda bende bir tutku haline geldi. Yerel liglerde 11 yıl boyunca lisanslı basketbol oynadıktan sonra üniversite yıllarımda da amatör olarak oyuncu gözlemciliği yapmaya başladım. Sonrasında Türkiye'nin önde gelen basketbol portallarında köşe yazarlığı yaparak yola devam ettim ve çeşitli yerli artı ulusal tv/radyo kanallarında yorumculuk yapmaya devam ediyorum.

Mutlaka bakın

FIBA Dünya Sıralaması: ABD Yeniden Zirvede ve Maalesef Türkiye İlk 20 Sıranın Dışında…

2023 Dünya Kupası’nın sona ermesinin ardından FIBA da Dünya Sıralaması’nı turnuvada alınan sonuçlara göre güncelledi. …